Ahmet Ada
Toprak
Bu yeğni ses incir ile narın söyleşisi
Denizin yanı başında, kentin ucunda
Bir köpek havlamasına karışıyor
Bahçenin upuzun erinci
Dinledim bir yalnızlık ağacından
Denizin düşlerini geçen yılki
Bu yıl incir ağacı daha dinç
Çözemedim bilgeliğinin gizemini
Akşam koyların girişinde kabuğuna çekiliyor
Ağaca tutunan akşam
Boru çiçekleriyle konuşuyor
Ana tanrıça ay
Nerede dinleniyor çılgın rüzgâr
Ağaç bilmiyor, yaprağın kımıltısız
Duruşundan anlıyorum, belki
Rüzgâr diye bir şey yok
Geçen çanıyla yaz toprağı
Toprak ki eşitliyor insanı
Evdeyiz
Günlerin isi elmaları kararttı
Kenti de rüzgârı da gökyüzünü de
O odadan o odaya gittim geldim
Gelirler, dedim, evdeyiz
Deniz az ötemizde, balkonda otururuz,
Gelseler bir, kimin geleceği belli değil,
Asfaltın yırtığında Pars adımları
Kaldırımlar geyik ormanı
Pencereye diktim gözümü
Elmaların yerini değiştirdim
Gelseler evdeyiz - temmuz akşamı
Evdeyiz, bir kapı kapanıyor
Açılıyor öbürü, ruhumuzu saklıyoruz
Duvarlardan içeri, dışarıda çitimizi
Aşan kırlangıçlar uçuyor
Kanatları is
Kitap-lık dergisi, Mart 2009, Sayı : 125